İznik Mavi Çini İznik Çinilerinin Türleri ve Biçimleri - İznik Mavi Çini
Ülkenizi Seçiniz (Select Your Country)
Dil Seçiniz (Select Language)
BLOG
İznik Çinilerinin Türleri ve Biçimleri

İznik Çinilerinin Türleri ve Biçimleri

3 Mayıs 2023

Osmanlı minyatür ve yazılı belgelerinde adı geçen kaplar, günümüze ulaşan İznik örnekleri ile karşılaştırıldığında ortaya ilginç sonuçlar çıkar. Bu belgeler çoğunlukla ustalar veya ilgili uzmanlar yerine evrak memurları ve idari personel tarafından hazırlandığı için kap türlerine ilişkin tanımlayıcı bilgilerden yoksundur. Dolayısıyla bu belgelerde adı geçen kaplarla günümüze ulaşan örnekler arasında bağlantı kurmak oldukça güçtür. Belgelerin incelenmesi sonucu İznik çini kaplarının ne denli zengin bir tür ve biçim çeşitliliğine sahip olduğu anlaşılmıştır. Şimdi gelin bu çinilerin özelliklerine yakından bakalım.

Değerli Taşlarla Bezeli Çini Kaplar

Altın montürlü değerli taşlarla bezeli İznik çini kaplarına, ilişkin belgelerde hiçbir kayıta rastlanmaz. Osmanlıların Çin porselenlerini zenginleştirmek için kullandıkları bu teknik, İznik seramiklerine de uygulanmıştır. Edirne Selimiye Camisi’nde bulunan ve bugün biri Türk İslam Eserleri Müzesi’nde, diğeri de Çinili Köşk’te sergilenen iki şişenin bu yöntemle bezenmiş olduğu görülür. Her iki örneğin de taşları düşmüştür fakat yuvaları açıkça görülmektedir.

Kandiller

Günümüze ulaşan ama belgelerde adı geçmeyen seramik örneklerinin başında kandiller ve askı toplar gelir. Büyük olasılıkla yalnızca cami ve türbe gibi yapılarda kullanıldığı için masraf defterlerine geçmemişlerdir. Çoğu taş veya tuğla gibi yangına dayanıklı mekanlarda kullanıldıkları için de zaman içinde fazla hasar görmeden varlıklarını sürdürmüşlerdir. 16. yüzyıldan günümüze ulaşan 25 kandilden bilinen en eskisi, II. Bayezid Türbesi’ndeki, yaklaşık 1512 tarihli olanıdır. Erken tarihli kandillerin hepsi küçük boyutludur (22-28 cm yükseklikte). I. Selim Camisi’ndeki yaldızlı beyaz kandille beraber boyutlar büyümeye ve alt bölüm armudi bir biçim almaya başlar. Bu gelişme Sokullu Mehmed Paşa Camisi’nden geldiği söylenen 49 cm yüksekliğindeki kandille en üst düzeye ulaşmıştır. Bu tarihten sonra boyutların bir kez daha küçüldüğü görülür. Benzer cam kandillerinin aksine zengin bezemeli seramik kandiller iç mekanda yeterli aydınlatmayı sağlamaz. Bu yüzden işlevsel olmaktan çok simgesel anlamlar taşıdıkları varsayılır. Ayrıca seramik kandil ve askı toplarının akustik amaçla kullanıldığı da söylenir.

Ayaklı Leğenler

İznikli ustaların gerçekleştirdiği en iddialı ürünler yarım küre biçimindeki ayaklı büyük leğenlerdir. 40-45 cm çapında ve 20-28 cm yüksekliğindeki bu devasa parçalar İslam dünyasının başka hiçbir yerinde görülmedik bir teknik beceriyle yapılmıştı. Son derece zengin ve özenli bezenmiş olmaları, bu parçaların Osmanlı elit kesimi için birer prestij simgesi olduğunu düşündürür. Günümüze ulaşan örnekler 1500-50’lerin ortalarına tarihlenir. Ayaklı leğenlerin işlevlerine ilişkin pek bilgi yoktur. Ne ziyafetleri ve toplantıları konu alan minyatürlerde ne de saray mutfak kayıtlarında adı geçer.

Sahanlar

İznik atölyelerinde geniş kenarlı tabakların yanı sıra düz dipli ve kenarlı ya da kenarsız sahanlar da üretiliyordu. Sahan terimi belgelerde ilk kez 16. yüzyılın başlarında görülmüş, 18. yüzyılın başlarına değin de kesintisiz kullanılmıştır. Minyatürlerden anlaşıldığı üzere seramik sahanların çoğunlukla kapları metaldi. Metal sahanların seramik kapaklı olması ise daha ender bir durumdu. Ancak her iki türün de var olması bu kapların değiştirilerek kullanılabildiği izlenimi verir.

Tabaklar

İznik atölyelerinde en çok üretilen tür tabaktı. Gerek minyatürlerden gerekse yazılı belgelerden çok farklı biçimlere ve boyutlara sahip oldukları anlaşılır. 1640 tarihli narh defterine 6 farklı boyutlu tabak kaydedilmiştir. Bu tabakların çapları 21 cm, 25.2 cm, 28 cm, 30.8 cm, 33.6 cm ve 42 cm’dir. 1640’ta bu listenin yayınlanmasıyla, İznik tabaklarının biçimi de standartlaşmaya başlamıştır.

Şamdanlar

Çan biçimli kaidesi olan seramik şamdanlar da günümüze az sayıda ulaşan İznik seramiklerindendir. Biçim açısından klasik İslam metal şamdanların Osmanlı örneklerinden kaynaklanmış olmasından ötürü bütünüyle Osmanlıya özgüdür. Cami ve türbelerde bulunan çoğu büyük boyutlu metal şamdanların tersine hepsi küçüktür, dolayısıyla evlerde kullanılmış oldukları varsayılır. Din dışı amaçlarla kullanıldığı, 1582’de çini tüccarları loncasının saraya sunduğu armağanlar arasında bir tane de tepsili şamdan olmasından anlaşılır. Şamdanlar İznik atölyelerinde üretilen standart ürünler arasında yer almamış, yalnızca özel sipariş üzerine üretilmiştir (‘İznik, Nurhan Atasoy ve Julian Raby, s.37-48).

E-Bülten

Abone olun, sizi yeni ürünlerden ve duyurulardan haberdar edelim.

İLETİŞİM FORMU