İznik Mavi Çini 20. Yüzyılda Türk Seramik Sanatı - İznik Mavi Çini
Ülkenizi Seçiniz (Select Your Country)
Dil Seçiniz (Select Language)
BLOG
20. Yüzyılda Türk Seramik Sanatı

20. Yüzyılda Türk Seramik Sanatı

3 Kasım 2022

Anadolu’da geleneksel çömlekçilik, üretim kalitesi ve hitap ettiği toplumsal kesime göre iki gruba ayrılır. Bunlar; yüksek kalite üretim merkezleri ve halk tipi çömlekçilik merkezleridir.

Anadolu’da Geç Neolitik ve Kalkolitik devirlerin yerleşim merkezi Çatalhöyük ve Hacılar’da, M.Ö. 5000 yıllarına kadar dayanan bir çömlekçilik olduğu bilinmektedir. Hitit Uygarlığı ve Mezopotamya Anadolu’da seramik sanatının zenginlik kaynaklarını oluşturmuştur. Anadolu’da doğu ve güneydoğu bölgelerinde kullanılmaya başlanan çark kullanımı, Ege Bölgesi’nde Troya ile birlikte ilk defa ortaya çıkar. M.Ö. 1200 yıllarında ise Smyrna, Klazomenai, Fokai, Samos kazılarında pişmiş toprak buluntular ele geçirilmiştir. Bunlar arasında geometrik desenli örnekler bulunur. Frigler ve Lidyalılar’da, kendilerine özgü toprak kap süsleme biçimleri geliştirmişlerdir. Şarap ve yağ taşımacılığında kullanılan amfora geleneğinin, bugün Menemen çömlekçiliğinde devam ettiği ileri sürülmektedir.

Yapılan çeşitli kazı çalışmalarında, Roma ve Bizans dönemlerine ait önemli seramik bulgular elde edilmiştir. Bizans seramiklerindeki sgrafittolar, renkli sır uygulamaları ve figür kompozisyonları ile Selçuklu ve Osmanlı seramikleri arasında yumuşak bir geçiş sağlanmıştır. Selçuklu devrinde İran seramikleri Anadolu’ya etki etmiş, İran’dan sanatçılar getirilmiştir. Bu etki zaman içinde kendine has üslubunu oluşturarak, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı seramikleri ile seramik tarihine damgasını vurmuştur.

13. yüzyıl Selçuklu döneminde sır altı, lüster, minai, astar boyama tekniklerinde eserler yapılmıştır. Çini, sırlı tuğla ve mozaik tuğla uygulamaları görülür. Firuze, patlıcan moru ve siyaha yakın renkler dikkat çeker.  Bu renklerin uygulandığı örnekler çoğunlukla ardışık, sonsuzluk prensibini benimseyen dekorasyonlar içerir. Kubadabad Sarayı, Kayseri Keykubadiye Sarayı, Diyarbakır Artuklu Sarayı ve Konya Alaeddin Sarayı çini örneklerinde ise, bol sayıda stilize figür kompozisyonlarına rastlanmaktadır. Selçuklular Anadolu’ya gelirken, Orta Asya ve İslam sanatı geleneklerini de beraberinde taşımışlar, Anadolu’da var olan Bizans seramiklerinden de etkilenerek seramik sanatına yepyeni bir soluk getirmişlerdir.

14. yüzyıl Beylikler Devri seramiklerinde, Selçuklu Devri’ne göre sadeleşme söz konusudur. Yeni yapım merkezleri olarak İznik ve Kütahya ortaya çıkar. İznik daha çok saray imalatı yaparken, Kütahya ise halka yönelik eserler verilmiştir. Beylikler ve Erken Osmanlı devirlerine firuze, mor, yeşil ve lacivert renkleri hakim olmuştur.

15. yüzyılda yapılan Çin’in Ming dönemi mavi beyaz porselenleri, Osmanlı çini sanatını etkilemiştir. İznik bu porselenlerin düşük derecede örneklerini geliştirerek, yepyeni bir grup eseri, yani mavi beyaz Osmanlı seramiklerini ortaya çıkarmıştır. Ege Bölgesi’nde 14. yüzyılında ikinci yarısından 15. yüzyıl sonlarına kadar, koyu mavi tonlarda soyut bitkisel desenli seramikler, Milet Tipi olarak adlandırılır. Ancak bu örneklerin üretim merkezinin İznik olduğu ortaya çıkartılmıştır.

İznik, Osmanlı devrinde büyük çini merkezlerinden biridir. İznik’te 15. yüzyılın ilk senelerinde başlayan çinicilik, çok kısa zamanda büyük bir gelişme gösterdiğinden, şehre ‘Çinili İznik’ adı verilmiştir. 17. yüzyılda İznik’i gezen Evliya Çelebi, bu şehrin dokuz mahallesinde halkın çini ve çanak çömlek imal ederek geçimini sağladığını, İznik’te 340 adet çini fırının bulunduğunu seyahatnamesinde anlatmaktadır. 1557’den sonra ortaya çıkan mercan kırmızısı, çinilere ayrı bir güzellik vermektedir. Bununla beraber, 17. yüzyıl başlarında da başarılı çiniler imal edilmiştir. Sultan Ahmet Cami, Topkapı Sarayı’nın Revan ve Bağdat Köşkleri ile Sünnet Odası kapısının iki yanı, bu devir çinileriyle süslenmiştir. Zamanla mimari faaliyetler, parasızlık nedeniyle çok azalmış ve İznik çiniciliği bozulmaya başlamıştır. Sipariş alamayan çini imalathaneleri, yavaş yavaş kapanmaya başlamış ve 1716’da İznik’te çini faaliyeti tamamen sona ermiştir.

16. yüzyılda çini sanatının gelişimin doruk noktasının kaynağını, Saray Nakkaşhanesi’nde aramak gerekir. 16. yüzyıl çini sanatı bir halk sanatı olmaktan çok, devlet tarafından desteklenmiş bir endüstri olarak karşımıza çıkar. Kanuni Döneminde, Osmanlı saray sanatçıları örgütü Ehl-i Hiref içinde, çini yapımcıları bölüğü olan ‘kaşigeran bölüğü’ bulunmaktaydı. 17. yüzyıldan sonra saray tarafından desteklenen çini sanatı gerilemiş, halk tipi üretim yapan Kütahya öne çıkmıştır.

15. yüzyıldan itibaren İznik’in seramik ve çinilerinde, asıl ünü sağlayacak olan bir teknoloji değişimi yaşandığı, bunun kil yoğunluklu çamur yerine, kuvars yoğunluklu (sert ve beyaz çamur) çamurun yapılması değişikliğin temelini oluşturduğu bilinir. Adeta yumuşak porselen niteliği kazanan bu seramikler, genellikle mavi-beyaz dekorları ile Çin porselenlerinin yerini doldurmaya başlamıştır.

Henüz porselen üretimine geçmemiş olan Avrupa’da, İznik seramikleri değerli ithal ürünler olmuş, duvar süsü haline gelmiştir. Avrupa’nın köklü ailelerine ait armalar taşıyan sipariş ürünler çeşitli koleksiyonlarda bulunduğu gibi, İznik kazılarında da bunlara ait fire fragmanlara rastlanmıştır. İznik seramikleri; Yakındoğu, Mısır, Akdeniz adaları ve batıda bir dönem moda haline gelmiş ve çok sayıda dış satımı yapılmıştır.

15-17. yüzyıllarda en parlak dönemlerini yaşayan İznik çiniciliği 17. yüzyıl sonunda batıdaki Sanayi Devrimi’nin ilk uygulamalarının görünmesiyle ve devletin bu gibi yatırımlarının azalmaya başlamasıyla birlikte endüstri duraklar, 18. yüzyılda da söner. İşte bu dönemde daha ekonomik olarak çalışabilen ve günlük hayatın gerektirdiği ürünlere yönelen Kütahya atölyeleri ortaya çıkar.

Kütahya ve civarından Friglerle başlayan seramik yapımı, Bizans Devri sonuna kadar sürekli gelişme göstermiştir. Kütahya, 100 yılı aşkın bir süre Selçuklularla Bizanslılar arasında geçiş bölgesi olarak kalmıştır. Bu devirdeki çinicilikte, Bizans ve Selçuklu sanatının özellikleri birlikte kullanılmıştır. Daha sonra Beylikler Devrine giren Kütahya’da Osmanlı etkisi görülmeye başlamıştır.

İznik atölyeleri beyaz hamurlu üretime geçtikten sonra sürekli olarak sarayın desteği ile gelişimini sürdürmüştür. Kütahya ise gerektiği zaman İznik’i destekleyen ikinci bir merkez olmuş, daha çok halkın ihtiyacına yönelik üretimiyle varlığını günümüze kadar sürdürebilmiştir.

18. yüzyıla gelindiğinde 3. Ahmet Devri’nde, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, İznik’ten birtakım malzemeler ve ustalar getirtmiştir. İstanbul’da Tekfur Sarayı’nda çini imalathanesi açarak çiniciliği tekrar canlandırmak istemiş, çini atölyesi kurmuştur. Gri, yeşile çalan sırlarıyla dikkat çeken bu eserler, hiçbir zaman o kaliteye ulaşamamıştır.

17. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortasına kadar, Çanakkale önemli bir seramik üretim merkezi olarak ortaya çıkar. Tabak, çukur kase, küp, sürahi, testi ve vazo formlarının sıklıkla uygulandığı Çanakkale’de, ilk olarak seramiğin ne zaman yapılmaya başlandığı bilinmemektedir. Bölgenin bej renkli çamurunu kullanan ustaların yaptığı bu eserlerdeki kalyon ve yelken motifleri, Çanakkale’nin deniz ile bağını bize anlatır.

Kısaca; Anadolu’da kurulan ilk medeniyetlerdeki pişmiş toprak malzemelerin varlığı, arkeolojik kazılarla birlikte ortaya çıkarılmıştır. Gerek Hitit uygarlığı, gerek Antik Yunan, Bizans olsun ya da sonrasında Büyük Selçuklu ile devamında kurulan Anadolu Selçuklu ve Beylikler devirlerinde, seramik malzemenin kullanıldığı ve üretildiği pek çok merkez var olmuştur. İpek Yolu aracılığı ile gelen Çin mamulleri de Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde Anadolu’ya girmiş, böylece Anadolu’da Çin’in mavi beyaz örneklerine benzeyen, Anadolu’nun kendi toprağının kullanıldığı İznik örnekleri ortaya çıkmıştır. Sonrasında Kütahya, Çanakkale gibi merkezler ön plana çıkar. Osmanlı’nın son döneminde ise Avrupa motiflerini içerek ürünler, Abdülhamit Dönemi’nden başlayarak seramik sanatımıza girmiş, sonrasında artış göstermiştir (‘20. Yüzyılda Türk Seramik Sanatı’, Gül Erbay Aslıtürk, s.65-71).

E-Bülten

Abone olun, sizi yeni ürünlerden ve duyurulardan haberdar edelim.

İLETİŞİM FORMU